31 Temmuz 2025
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result

Sermaye Şirketlerinin ve Kooperatiflerin Ek Tasfiyesiyle İlgili Güncel Kararlar

Ticaret sicilinden re'sen ya da olağan tasfiye prosedürünün tamamlanmasının akabinde talep üzerine terkin edilen ancak, zaruri olarak ek tasfiyesine (ihyasına) karar verilmesi gereken şirketlerle/kooperatiflerle ilgili olarak; daha önce verilmiş (belirli bir işlem veya uyuşmazlıkla sınırlı olsa dahi) bir ek tasfiye (ihya) kararı bulunduğu takdirde, yeni bir ek tasfiye/ihya kararı verilmesine gerek yoktur.

Rıza GÜNDOĞDU Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
3 Temmuz 2021
Kategori: Güncel, İçtihatlar
Reading Time:74min read
0
8
PAYLAŞIM
843
OKUNMA
Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!

⇒ “Dava, dava dışı limited şirkete tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

…Davada öncelikle tartışılması gereken husus iş bu davanın İ… Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltilip yöneltilemeyeceği, yani davalı kurumun pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığıdır. Davalı vekili savunmasında müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş, ilk derece mahkemesince bu savunma üzerinde durulmamıştır. TTK ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında tasfiye memuru atanması isteminin ticaret sicil müdürlüğüne karşı yöneltileceğine dair herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Ticaret Sicil Müdürlüğünün, bir şirkete kayyım atanmasını sağlamak gibi bir sorumluluğu ve yetkisi bulunmamaktadır. Böyle bir talebin, hukuki yarar bulunmak kaydıyla, şirkete dava yöneltilerek görülmesi mümkündür. Buna göre, Mahkemece işbu davada öncelikle davalı tarafa husumetin yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu husus HMK’nın 33. ve 355. maddeleri uyarınca Dairemizce resen dikkate alınmıştır. Yukarıda yer verildiği üzere davacı tarafça işçilik alacakları için açılan davada yargılama devam ederken tek ortaklı olan limited şirketinin tek ortağı ve tasfiye memurunun vefatı nedeniyle davalı şirketin temsilcisiz kaldığı anlaşılmaktadır. Yani, Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasında davalı olan şirketin temsilcisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, TMK’nın 427/4. maddesi uyarınca, Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı dosyasında verilecek bir ara kararla, davalı şirketi davada temsil etmekle görevli bir temsil kayyımı atanmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması mümkün olup, iş mahkemesinin ayrıca tasfiye memuru atanmasını aramasına gerek yoktur. Esasen davalı şirketin tasfiyesi de iş mahkemesindeki davanın konusu değildir. Davalı şirket ortağının ölmesi ve tek mirasçısının mirası reddetmiş olması, varılan bu sonuç bakımından önemli değildir. İş davasında davalı olan şirket tüzel kişiliği devam etmekte olup şirket ortağının kim olduğu önem arz etmez. Bu açıklamalara göre, eldeki davanın davalı kuruma yöneltilmesi mümkün olmadığından, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması gerekmiştir. Yukarıda husumet dışındaki diğer açıklamalar ise bundan sonra iş mahkemesinde yürütülecek yargılama bakımından yol gösterme amaçlı olup davacının adil yargılanma hakkının korunması düşüncesine dayalıdır. ”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 01.12.2022 tarihli, E. 2020/138 K. 2022/1628 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-02-24).


⇒ “Tasfiye memurunun şirketin herhangi bir malvarlığının bulunmadığı, ücretini ve diğer tasfiye masraflarını davacıların karşılaması gerektiği yönündeki istinaf sebebi incelendiğinde ise; İlk derece mahkemesince davalı şirketin malvarlığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan tasfiye memuru ücreti ve tasfiyeye ilişkin masrafların davalı şirketin malvarlığından karşılanmasına karar verilmiştir.

Fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketler bakımından, tasfiye iş ve işlemleri için gerekli masraflar ile tasfiye memuru ücreti, ilgili şirketin malvarlığından karşılanması gerekli bedeller olup, ancak şirketin malvarlığının bulunmaması halinde söz konusu ücret ve masrafların davacı tarafça karşılanması gerekecektir.

Bu sebeple davalı şirketin malvarlığı bulunup bulunmadığı yönünde gerekli araştırma yapıldıktan sonra tasfiye memuru ücreti ve tasfiyeye ilişkin masrafların kim tarafından karşılanacağına karar verilmesi gerekirken bu araştırma yapılmadan davalı şirket malvarlığından karşılanmasına şeklinde karar verilmesinde isabet bulunmadığından tasfiye memurunun istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir.

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 27.01.2022 tarihli, E. 2019/2097 K. 2022/64 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-06-04).


⇒ “İhyası istenen şirketin ticaret sicilden terkin sebebi sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinden kaynaklanmaktadır. Mezkûr madde, ihyaya karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması yönünde bir hüküm içermemekle birlikte, münfesihlik durumu ortadan kalkmamış şirket hakkında verilen ihya kararının ek tasfiye olarak değerlendirilip aynı Kanun’un 547 nci maddesinde olduğu gibi sınırlı olarak ihyaya karar verilmesi ve aynı zamanda tasfiye memuru atanması gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca sicilden terkin edilmiş olan bir şirketin ihyasına karar verildiğinde ayrıca tasfiye memuru atanmaması gerektiği yönündeki kararı isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.01.2024 tarihli, E. 2023/6368 K. 2024/55 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-04-06).

Aynı yönde bkz. “…ilk derece mahkemesince dava konusu şirketin TTK 547. maddesi gereğince şirkete ait henüz tasfiye edilmemiş malvarlığının tasfiyesiyle sınırlı olmak üzere ek tasfiyesine karar verilmesi ve tasfiye işlemlerinin yapılması için bir tasfiye memuru atanması gerekirken ihyası istenen şirketin TTK geçici 7. maddesi gereğince terkin işleminin hukuka uygun olup olmadığı araştırılarak terkin işleminin hukuka uygun olmadığından bahisle terkin işleminin iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır.

Zira bir malvarlığının tasfiyesi ya da bir dava veya takibin görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihya kararı verilebilir. Bu şekilde sınırlı ihya kararı verilmesinde ise TTK’nın 547. maddesi kıyasen uygulanarak muhakkak tasfiye memuru da atanmalıdır. …… tarihli ilamları; emsal ………tarihli ilamı; aynı Dairenin ……… sayılı, …… tarihli ilamı; aynı Dairenin ……. K. sayılı,…….

Dairemizin önceki karalarında uygulama farklı olmakla birlikte, yerleşik hâle gelen . … nedeniyle Dairemiz de uygulamasını değiştirmiştir. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince şirketin TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyasına karar verilerek, şirkete ayrıca tasfiye memuru da atanması gerekir iken bu konuda aksi hüküm tesis edilmiş olması isabetli görülmemiştir.” Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 27.05.2024 tarihli, E. 2024/535 K. 2024/767 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-14). 


⇒ “Mahkememiz hükmünün davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay [11. Hukuk Dairesi]nin 04.12.2023 tarihli, 2023/6083 E. – 2023/7021 K. sayılı ilamıyla, mahkememizin anılan hükmü bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında; “…1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Dairemizin yerleşik uygulaması gereğince, terkin edilen şirketin ortakları veya yetkilisi dışında üçüncü kişiler tarafından 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin onbeşinci fıkrasına istinaden açılan ihya davaları, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinde düzenlenen ek tasfiye niteliğinde olup, mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına (ek tasfiye) karar verilmesi durumunda 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin 2 nci fıkrası gereğince dava dilekçesinde belirtilen Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/… E. sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir…” denilmiştir. Yargıtay bozma ilamı [ü]zerine Mahkememizce HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşma açılarak taraf beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dava dışı şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar vermek gerekmiştir. Tasfiye memuru olarak, ticaret sicil kayıtlarına göre, ihyasına karar verilen şirketin son yönetim kurulu üyelerinden olan …’ın atanması uygun görülmüştür. İhya davası, sadece İş Mahkemesindeki davanın görülmesi ve verilecek kararların yerine getirilmesi işlemleriyle sınırlı olup dışarıdan bir kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve tasfiye memuruna ücret ödenmesi, davacı bakımından ağır bir yük oluşturacaktır. Bu nedenle, tasfiye memuru olarak şirketin son yönetim kurulu üyesinin atanması uygun görülmüş, yapılacak işin mahiyeti ve eski yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret tayin edilmemiştir. Somut olayda, mahkemece, …nce TTK’nın geçici 7. maddesi çerçevesinde yapılan terkin işleminin, usul ve yasaya uygun olmadığı, şirket hakkında derdest bir davanın bulunduğunun gözetilmediğinden usule aykırı olduğu gerekçesiyle ihya kararı verilmiştir. Davalı Sicil Memurluğu vekili, aleyhine hüküm verilen davalı Sicil Müdürlüğünün vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Yasal hasım konumunda olan davalı Sicil Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı gibi, davalıın terkin işlemlerini usulüne ve mevzuata uygun yapmadığına dair bir iddia da ileri sürülmediğinden; yasal hasım konumunda olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalının yargılama giderlerine mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuş olup kararın düzeltilmesi gerekmiştir (Yargıtay nin 2020/2299 Esas, 2020/4113 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir).”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 06.03.2024 tarihli, E. 2024/231 K. 2024/369 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-06-01).


⇒ “Dava, şirketin ihyası talebine ilişkindir. İhyası talep edilen şirketin halen tasfiyesinin sonlanmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, davalılar yararına vekalet ücreti takdirine ilişkin kısım istinafa konu edilmiştir. İhyası talep olunan şirket tasfiye memuru duruşmada 17.01.2023 tarihli duruşmada davalı şirketin ortağı, temsilcisi, vekili ve tasfiye memuruyum, davalı şirket tasfiye edilmiş ve yaklaşık 11 yıl kadar önce sicilden terkin edilmiştir, yani dava açıldığı tarihte şirket faal halde değildi ve tamamen kapanmış halde idi, beyanı üzerine ticaret sicilinden sicil kayıtları istenilmiş, 04.05.2023 tarihli duruşmada ise mahkemece şirketin tasfiye edildiği anlaşılmakla davalı şirketin ihyası ve taraf teşkili sağlanmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin mehil verildiği, kesin mehil içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Terkin hususu, sicil kayıtlarından tespit edilebilecek bir husus olup, sicil kaydının mahkemece hatalı okunması nedeniyle ihya için kesin mehil verilmesi üzerine dava açıldığından davalı tasfiye memurunun sırf yanlış yönlendirilmesi neticesi dava açıldığını kabule yeterli görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; sicil kaydı aktif olduğu halde ihya için mehil verilmesine rağmen, mahkemenin hatalı ara kararına itiraz yoluna gitmeyen davacının HMK 326(1) maddesi gereğince aleyhinde sonuçlanan davada davalılar lehine vekalet ücreti takdirinde isabetsizlik olmadığından istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 02.05.2024 tarihli, E. 2024/714 K. 2024/668 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-06-01).


⇒ “Mahkemece, dosya üzerinden karar verilebilmesi için usulüne uygun tensip yapılıp, dilekçe teati aşaması tamamlanarak, taraflara dosya üzerinden karar verileceği ihtar edilip, tüm deliller toplandıktan sonra karar verilebilecektir. Dosyanın incelenmesi sonucu; Mahkemece dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden, sicil kaydı ve Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/… E. nolu dosyası getirtilip incelenmeden dosyada tensip dahi yapılmadan 21/04/2023 tarihinde açılan davanın dosya üzerinden 25/04/2023 tarihinde eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.

Taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanılması kamu düzeninden olup, bu hususta istinaf sebebi mevcut olmasa dahi resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda; mahkemece, dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilip dilekçe teati aşaması tamamlanmadan, ihyası istenilen şirketin sicil kaydının ve Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/… E. nolu dosyasının uyap kayıtlarının getirtilip incelenmediği, verilen hüküm gerekçesinde şirketin sicilden terkin edildiği belirtildiği halde ne zaman ne şekilde terkin edildiğinin yazılmadığı, ihyası istenilen şirket hakkında Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/… Esas sayılı dosyası ile açılan davanın ihyası istenilen şirketin sicilden terkin tarihinden önce mi yoksa sonramı açıldığı, davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verip vermediğinin tartışılıp değerlendirilmemesi yerinde görülmemiştir. 6100 sayılı HMK’ nın 326/1 maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmesine göre, ilk derece mahkemesince Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün davada yasal hasım olduğu ve dava açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesi ile aleyhine yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmiş ise de, mahkemece her iki davalıya karşı davanın kabulüne karar verilmiş olunmasına rağmen, davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, buna göre davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulup tutulmayacağı yönünde gerekçesi de açıklanarak hüküm kurulmaması, usul ve yasaya uygun değildir. ”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 06.06.2024 tarihli, E. 2024/869 K. 2024/1004 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-14).


⇒ “Eldeki davada, şirketin tasfiye sonucu terkin edilmesi nedeniyle TTK’nın 547. maddesine göre ihya talep edildiği görülmüştür. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 14.08.2015 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. İhyası istenen dava dışı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi aleyhine davacı tarafından Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/… Esas (2017/… Eski Esas) sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığı, bu davada ihyası istenen şirketin tasfiye memuru …’un şirketin tasfiye memuru olarak verdiği cevap dilekçesinde şirketin terkin edildiğinin belirtildiği, mahkemenin 2020/… Karar ve 20.10.2020 tarihli kararının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2023/… Karar sayılı kararı ile; … Limited Şirketinin ihya edilip taraf teşkilinin sağlanması için kararın kaldırıldığı, şirketin, söz konusu dava açılmadan önce, 14.08.2015 tarihinde dava dışı şirketin tasfiye ile sicilden terkin edildiği, bu sebeple davacıya verilen süre içinde eldeki ihya davasının açıldığı görülmektedir. Buna göre terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararların infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescilini talep etmekte davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Şirketin ihyası için kesinleşmiş bir alacak bulunması şart olmayıp, şirkete karşı açılmış bir davada taraf teşkilinin sağlanması ile bu davada şirketin temsil edilesi zorunlu olduğundan hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Mahkemece TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, davacının açmış olduğu tazminat davasının görülüp sonuçlandırılabilmesi, taraf teşkilinin sağlanabilmesi için mahkemece TTK’nın 547. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilmesinde, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı …’un ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Davalı tasfiye memuru HMK’nın 312/2.maddesinin uygulanması ve aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Davalı tasfiye memuru ön inceleme duruşmasından önce 29.1.2023 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde davayı kabul etmiş, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyan etmiş ve aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep etmiştir. HMK’nın 308. maddesine göre davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul halinde de kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. HMK’nın 326. maddesi uyarınca da, kanunda yazılı istisnalar dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Ancak bu istisnalardan biri HMK’nın 312/2 maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nın ”Feragat ve kabul halinde yargılama giderleri” başlıklı 312. maddesinin 2. fıkrası, ”Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmünü içerir. Sonuç olarak, davacının açmış olduğu tazminat davasının görülüp sonuçlandırılabilmesi, taraf teşkilinin sağlanabilmesi için mahkemece TTK’nın 547. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak davacının Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/… Esas (2017/… Eski Esas) sayılı davasını, şirketin terkini tarihi olan 14.08.2015’den sonra, 23.01.2017 tarihinde açtığı, yukarıda yer verilen kanun maddeleri uyarıca davalı tasfiye memurunun eldeki ihya davasını ön inceleme duruşmasından önce sunduğu cevap dilekçesinde kabul ettiği, ön inceleme duruşmasında da bu dilekçesini tekrar ettiği nazara alındığında davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından, davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu sebeple davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi gerekmiştir. ”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 30.05.2024 tarihli, E. 2024/524 K. 2024/902 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-14).


⇒ “6102 sayılı Kanun’un 536 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre, tasfiye işlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması, bu kişinin Türkiye’de yerleşim yerinin bulunması ve şirketi temsile yetkili olması önemli bir gereklilik olup, aranan bu kanuni şartların tümünün aynı kişide gerçekleşmesinde zorunluluk bulunduğu, eldeki davada ise ek tasfiye işlemlerini gerçekleştirmek üzere tasfiye memuru olarak atanan M… …’in dosyada yer alan belgelerden Alman uyruklu olduğu görülmekle; öncelikle adı geçenin Türk vatandaşlığının bulunup bulunmadığı ile bulunuyorsa diğer şartları da taşıyıp taşımadığı araştırılarak, gerekli tüm koşulları sağlamadığının anlaşılması durumunda, adı geçenin yerine anılan kanun maddesindeki şartların tümünü birlikte taşıyan başka bir kişinin tasfiye memuru olarak atanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.“

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.04.2024 tarihli, E. 2024/2093 K. 2024/2840  sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-20).


⇒ “Dava; 6102 sayılı TTK nın 643 maddesi delaleti ile aynı yasanın 547. maddesine dayalı olarak açılan şirketin ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … tarafından aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti takdirine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; ihyasına karar verilen Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin 28/06/2019 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, alacaklılara çağrı ilanının ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, tasfiyenin 21/11/2022 tarihinde sonlanmasına ve 01/12/2022 tarihinde tescil edilerek terkinine karar verildiği, davacı tarafından Ankara 5. İş Mahkemesi’nin 2023/… Esas sayılı dosyasında dava konusu şirket ve SGK aleyhine hizmet tespiti ve sigorta primlerinin işveren tarafından yatırılması talepli olarak açılan davada taraf teşkilinin sağlanması amacıyla davacıya şirketin ihyası davası açılması için süre verilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından Ankara 5. İş Mahkemesi’nin 2023/… Esas sayılı dosyasında açılan hizmet tespiti ve sigorta primlerinin işveren tarafından yatırılması talepli davanın dava tarihi 08/05/2023 olup, ihyasına karar verilen şirketin tasfiyesinin tamamlanıp terkinine karar verildiği tarihten sonradır. Bu durumda derdest bir hizmet tespiti davası bulunmadığı dönemde tasfiyeyi sonlandıran şirketin tasfiye memuru …’nın işbu ihya davasının açılmasına sebep olduğundan bahsedilemeyeceği, mahkemece bu husus nazara alınarak tasfiye memuru aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi isabetli olmamış ve davalı …’nın bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 16.05.2024 tarihli, E. 2024/571 K. 2024/847 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-20).


[İhya/Ek Tasfiye Müeesesesinin Tüzel Kişiliği Sona Eren Ticaret Şirketlerine Özgü Olduğu, Bu Nedenle Vakfa Ait İktisadi İşletme Kaydının Sahibi Olan Vakfın Taraf Ehliyetini Ortadan Kaldırmayacağı, Dava ve Taraf Ehliyeti Devam Edeceğinden İktisadi İşletmenin İhyasının/Ek Tasfiyesinin İstenemeyeceği Hakkında]

*Ayrıca bkz. Gerçek Kişi Tacirin İhyasına (Ek Tasfiyesine) Karar Verilemez!

⇒ “Dava, dava dışı vakfa ait iktisadi işletmenin ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle vakfa ait iktisadi işletmenin yeniden ihyası talebine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İhya davası, şirketin tamamlanmamış tasfiyesinin tamamlanmasını sağlayan bir müessesedir. Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin edilmesiyle sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilmiş olsa dahi, şirketin ihyası sağlanarak, tüzel kişiliğin davalara taraf edilmesi mümkündür. Tasfiye süreci; ya tasfiye memuru atanarak, ya da şirket ana sözleşmesinde düzenleme var ise şirket ortaklarınca yerine getirilebilir. Bu sebeple tüzel kişiliği sona ermiş şirketin hak ehliyetinin ve bu kapsamda davada taraf ehliyetinin varlığından söz edilemez. Feshedilmekle tüzel kişiliği sona eren şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin, gerek yargıda gerekse diğer resmi merciler önünde temsil edilebileceğinden bahsetmek olanaklı değildir. Dolayısıyla tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren münfesih şirketin taraf olma ehliyeti de bulunmamaktadır. Açıklandığı üzere şirket ihya davası, tüzel kişiliğin tekrar kazanılması üzerine açılan davadır.

Somut olayda davacılar tarafından, ticaret sicilinden terkin edilen … Vakfı Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi İktisadi İşletmesi hakkında ihya talebinde bulunulmuş ise de, belirtilen vakfa ait iktisadi işletme, maddi ve gayrımaddi unsurları bünyesinde barındıran iktisadi bir değer olarak, eşya hukuku bakımından bir hukuk objesi ve bir hukuk kişisi olmadığı gibi (Prof. Dr. Rıza Ayhan, Prof. Dr. Hayrettin Çağlar, Ticari İşletme Hukuku Genel Esaslar, 11. Bası, sayfa 93), şirketlerin tüzel kişiliğinin yeniden canlandırılmasını (ek tasfiye/ihya) düzenleyen TTK’nun 547. ve Geçici 7. maddelerinde, iktisadi işletme kaydının ihyası kurumuna yer verilmemiştir.

Hal böyle olunca, TTK.nun 547. ve Geçici 7. maddelerinde düzenlenen ihya ve ek tasfiye müesseselerinin tüzel kişiliği bulunan ticaret şirketlerine özgü olmasına, vakfa ait iktisadi işletme kaydının ticaret sicilinden terkin edilmiş olmasının, iktisadi işletmenin sahibi olan vakfın taraf ehliyetini ortadan kaldırmayacağı, ticaret sicilinden kaydın silinmesi halinde, hak ve fiil ehliyeti sona ermediğinden, dava ve taraf ehliyetinin devam edeceği, bu nedenle davacının, aleyhine dava açtığı iktisadi işletmelerin ihyasını ve ticaret siciline yeniden tescilini istemesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 25.04.2024 tarihli, E. 2024/230 K. 2024/551 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-07-20).


Page 4 of 5
Prev1...345Next
Etiketler: ek tasfiyehukuki yarariflasiflas tasfiyesiihyaihya davasıihya kararıkooperatifmünfesih şirketşirketşirket malvarlığısınırlı ihyatasfiyetasfiye masraflarıtasfiye memurutasfiye memurunun ücretiterkintescilticaret kanunuticaret siciliTTK 547TTK Geçici 7. maddetürk ticaret kanunuusul ekonomisiyargıtayyargıtay kararı

Son Yazılar

Güncel

İstanbul, İstanbul, İstanbul

6 Nisan 2025
Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
Mevzuat

Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı

13 Mart 2025
İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
Güncel

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

14 Şubat 2025
KURULUŞ VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIK İZNİNE TABİ ŞİRKETLER
Güncel

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

28 Aralık 2024
Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
İçtihatlar

Somut Olayı Aşan Kararlar

7 Eylül 2024
TÜRK TİCARET KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Güncel

TÜRK TİCARET KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

12 Mayıs 2024
Next Post
Davanın Açılmamış Sayılması Hâlinde TBK m. 158’den Yararlanılabilir Mi?

Ecrimisil Bedelinin Belirlenmesinde Önemli İçtihatlar

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonelik Formu!

Asla spam gönderilmez.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar (2)
  • Faydalı Linkler (4)
  • Güncel (50)
  • İçtihatlar (31)
  • Kütüphane (18)
    • Genel (6)
    • Mevzuat (6)
    • Özel Hukuk (3)

En Yeni Yazılar

Güncel

İstanbul, İstanbul, İstanbul

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
6 Nisan 2025
0

2016 yılında yazdığım "İstanbul, İstanbul, İstanbul" isimli şiirim.

Read more
Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
Mevzuat

Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
13 Mart 2025
0

Sermaye Piyasası Kurulunun, Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılarının Kuruluş, Çalışma Esasları ve Sermaye Yeterliliklerine İlişkin İkincil Düzenlemeleri İçeren Tebliğler 13/03/2025 tarihli...

Read more
İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
Güncel

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
14 Şubat 2025
0

2025 yılı hedefleri içerisinde yer alan Muhasebe İle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ 14/02/2025 tarihli Resmî...

Read more
KURULUŞ VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIK İZNİNE TABİ ŞİRKETLER
Güncel

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
28 Aralık 2024
0

24/12/2024 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca uygulanacak idari para cezası miktarları yeniden belirlendi....

Read more

Hakkımda

Bu site vasıtasıyla; sosyal ve mesleki olarak yararlandığım bilgileri sistemli ve paylaşılabilir olarak arşivlemek; yargı kararları, bilimsel çalışmalar/etkinlikler ve güncel hukuki haberler/gelişmeler paylaşmayı amaçlamaktayım.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar
  • Faydalı Linkler
  • Genel
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Kütüphane
  • Mevzuat
  • Özel Hukuk

Son Yazılar

  • İstanbul, İstanbul, İstanbul
  • Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
  • İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
  • Hakkımda
  • Yasal Uyarı & Bilgilendirme
  • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In