10. “Ayni Sermaye Talebinin, Mahkemece Tek Hakimle Değil, Heyet Olarak Karara Bağlanması Gerekmekte Olup, Mülkiyeti Başkasına Ait Olan Talep Konusu Ayınlar Bakımından Da Mahkemece Ayni Sermaye Konulacağına İlişkin Şerh İşlenmesine Karar Verilemez. ”
T.C.
ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/175 K. 2024/278 T. 12.02.2024
“5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesi: ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda hakimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara, ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet halinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışında kalan uyuşmazlıklar mahkeme hakimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan … adına kayıtlı taşınmazlar için davacının öz sermaye tespiti talebinde bulunduğu ve davacı vekilinin talebi üzerine tek hakimle dosyada karar verilerek bu taşınmazlar üzerine “…. Ticaret Ltd. Şti. lehine ayni sermaye taahhüt şerhi vardır.” şerhinin konulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
TTK’nın 342. maddesi öz sermaye tespiti kararının kesin olacağı düzenlemiş ise de; bu maddenin kapsamından çıkılarak dosyaya heyet halinde bakılması gerekirken tek hakimle, 3. kişilerin hak ve menfaatlerini etkiler şekilde karar verilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu kararla hakları etkilenen … nin istinaf talebinin, ilk derece mahkemesinin 18/12/2023 tarihli ek kararı ile reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, kararın kaldırılarak … nin istinaf talebinin incelenmesine geçilmiştir.
İlk derece mahkemesince davacının öz sermaye tespiti talebinde bulunduğu taşınmazların TTK’nın 342. maddesi kapsamında öz sermaye tespiti talebinde bulunulabilecek taşınmazlar olup olmadığı karar yerinde heyet halinde değerlendirilmesi gerekirken mülkiyeti … ye ait taşınmazlar üzerine talep edilen şekilde bir şerh verilemeyeceği ve bu şerhin farklı hukuki sonuçlara yol açabileceği hukuki değerlendirilmesi yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, …. vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.” (Eklenme Tarihi: 2024-01-06).
Aynı yönde Denizli Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 27.02.2025 tarihli, E. 2025/359 K. 2025/338 sayılı ilâmı.
“Dava, öz sermaye tespiti istemine ilişkindir.
TTK’nın limited şirketler hakkında da uygulaması gereken öz sermaye tespitine ilişkin 342. ve 343. maddeleri incelendiğinde, ayni olarak konulan sermayenin ne şekilde tespit edileceği düzenlenmiş olup; düzenlemeden, yapılan keşif ve bilirkişi raporunun raporun ilgililere tebliğ edileceği, bu rapora karşı ilgililerin itirazı üzerine verilen mahkeme kararının kesin olduğunun düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yine HMK’nın çekişmesiz yargı işlemini düzenleyen 382/e-5 maddesi, anonim şirketlerde ayni sermayeye konulması işleminin çekişmesiz yargı işlerinden olduğunu belirtmiştir.
…
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesi: ”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda hakimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara, ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet halinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışında kalan uyuşmazlıklar mahkeme hakimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nın 342. maddesi öz sermaye tespiti kararının kesin olacağı düzenlemiş ise de; bu kesinlik görevli ve usulünce verilmiş mahkeme kararları içindir. Dosyaya heyet halinde bakılması gerekirken tek hakimle bakılıp karar verilmesi nedeniyle istinaf talebinin incelenmesine geçilmiştir.
İlk derece mahkemesince davacının talebi konusunda heyet halinde karar verilmesi gerekirken tek hakimle karar verilmesi hatalı olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.“
11. “Ayni Sermaye Konusu Malvarlığının 6102 Sayılı TTK m. 343’te Öngörülen Yasal Prosedür Yerine Getirilmeden Şirket Adına Tescili Talep Edilemez.”
T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/1144 K. 2024/1583 T. 25.09.2024
“Dava, ayni sermayenin tescili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı … şti.’nin kurucusu ve ortağı … T.C. Kimlik numaralı …’nın yurt dışında tasarruf ettiği ve şirkete ayni sermaye olarak tescili istenilen 2018 model … marka … şase nolu, … motor nolu otomobilin davacı şirket tarafından 7417 Sayılı Kanun kapsamında yapmış olduğu başvuruyla söz konusu araç kaydına ayni sermaye şerhi eklenerek aracın davacı şirket adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece taraf delillerinin toplanıldığı, bu kapsamda … Birliği’nden dava konusu araca ilişkin belge ve bilgilerin getirtildiği, Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirkete ilişkin kayıtların celbedilerek söz konusu otomobil hakkında ilgili mal müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, S… Malmüdürlüğü’ne yazılan 26/05/2023 tarih ve E-…-….02.01.-… sayılı cevabi yazısında dava konusu aracın 7417 Sayılı Varlık Barışı Yasası’ndan faydalanamayacağının bildirildiği görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, dava konusu araca Fethiye 5. Noterliği’nin 22.02.2023 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile … marka 2018 model … şasi numaralı araca … Şirketi (…) adına 22.02.2023 ile 24.03.2023 tarihleri arasında … sayılı D geçici trafik belgesi ve geçici plakaların verildiği, aracın kalıcı olarak tescilinin yapılmadığı, Araçların Satış, Devir ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmeliğin D geçici trafik belgesi ve geçici plakalar başlıklı 27. maddesi kapsamına D geçici trafik belgesinin yurt dışından getirilen veya yurt dışına götürülen araçların karayollarında sürülerek götürülmesi veya getirilmesi için belli süre ile verildiği, kalıcı olarak tescil hakkı içermediği, davaya konu aracın davacı şirkete ayni sermaye olarak konulabilmesi için öncelikle, gümrük mevzuatı gereğince Türkiye’ye getirilen aracın gümrüğe sokularak, gerekli ÖTV ve KDV ve varsa diğer gümrük vergileri ödendikten ve araç millileştirildikten sonra … Birliği sitemine kalıcı tescilinin yapılarak yeni ruhsat ve plakasının çıkartılması gerektiği, 6102 Sayılı TTK’nın 343 maddesi kapsamında ayni sermaye olarak konulması taahhüt edilen aracın değeri tespit ettirildikten sonra, gerekli evraklar ile … Birliğine başvuru yapılarak davacı şirket adına tescilinin sağlanması gerektiğinden, tüm bu işlemler yapılmadan 7417 Sayılı Varlık Barışı Yasası kapsamında olmayan ve sadece geçici tescil plakasına dayanılarak ve 6102 sayılı TTK’nın 343 maddesi kapsamındaki yasal prosedür yerine getirilmeden aracın davacı şirket adına tescilinin talep edilemeyeceğinden davanın reddine dair verilen kararda herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.”(Eklenme Tarihi: 2025-04-20).
* İşbu Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03.06.2025 tarihli, E. 2024/6226 K. 2025/3972 sayılı ilâmıyla onanmıştır (Eklenme Tarihi: 2025-11-09).
12. “Tapuya Kayıtlı Olmayan ve Kıyı Kenar Çizgisi İçinde Kalan Taşınmaz Ayni Sermaye Olarak Konulamaz.”
T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2025/370 K. 2025/695 T. 19.06.2025
“İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taşınmaz mahallinde talimat yoluyla keşfen yapılan inceleme ve tetkikler neticesinde, taşınmazın, ilçe merkezine ve ana ulaşım yoluna yakın bir bölgede olduğu, ancak tapu kütüğünde tescilli olmadığı, alım satımının, devredilmesi ve kiralanması gibi tasarruflarının bulunmadığı, yapılaşma müsaadesi olmayan, kıyı kenar çizgisi içerisinde olduğu hususunun tespit edildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından taşınmaz üzerine yapılacak Mimar … tarafından projelendirilen yapının ve taşınmaz kullanım hakkının ayni sermaye olarak konulmasının mümkün olduğu belirtilmiş ise de taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı, kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı, devri mümkün olmadığı gibi yapı yapılmasının da mümkün olmadığı, yapı kayıt belgesine konu yapının yıkılmış olduğu da anlaşıldığından yapı kayıt belgesinin de bir hükmünün kalmadığı, bu itibarla talep konusunun TTK’nın 128, 342 ve 343. maddelere uygun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle;” davanın reddine” dair karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 343. maddesi uyarınca şirkete ayni sermaye olarak konulmak üzere taşınmaz değerinin tespiti istemine ilişkindir.
…
Mahkemece talimat yoluyla şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenilen taşınmazın nitelikleri ile değerinin tespiti yönünden keşif yapılarak aldırılan uzman bilirkişi raporu kapsamından; “… Dava Konusu taşınmazın, … adresinde bulunup 400 m2 alanlı olduğu, taşınmazın tapuda tescilli bulunmadığı, taşınmazın, tapu kütüğünde sicili bulunmayıp adres bilgisi olan fakat ada, parsel, cilt, sayfa bilgileri bulunmadığı, mahallindeki tespitte ağaçlık ve arsa olarak kullanıldığı, Ü… Belediyesi sınırları dahilinde ve imar planı dışında kaldığı, konumu itibariyle kıyı kenar çizgisinin içerisinde, kamu kullanımına ait olan, kumsal (plaj) olarak kullanılan bir bölgede, kıyı kenar kanununa göre de yapılaşma müsaadesi verilmeyen alan içerisinde bulunduğu, bölgede kıyı kenar çizgisi dışında, imar planı içerisinde, belirli şartlar doğrultusunda yapılaşma müsaadesi olan ve tapu kütüğüne tescili yapılmış parseller bulunduğu, ancak dava konusu taşınmaz üzerine yapılaşma müsaadesi bulunmadığı, dosya içerisinde bahse konu alanda daha önceden bulunan tek katlı basit yapı için düzenlenmiş, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. Maddesi (İmar Barışı) doğrultusunda alınmış 31/05/2019 tarihli G… numaralı, 400 m2 arsa ve 40 m2 yapıya ait Yapı Kayıt Belgesi bulunmakla birlikte keşif sırasında binanın yıkılmış olduğunun görüldüğü ve dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı yer almadığı, bu sebeple Yapı Kayıt Belgesinin de geçerliliğini yitirdiği, dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında tescilli olmaması sebebiyle, alım satımı, devir edilmesi, kiralanması gibi tasarruf haklarından yararlanılması mümkün olmayıp üzerine herhangi bir yapı inşa edilemediği, bu gibi olumsuzluklar sebebiyle belediyenin altyapı hizmetlerinden yararlanılamadığı, yol, su, elektrik, doğal gaz gibi abonelikleri bulunmadığı” hususlarının tespit edildiği görülmüştür.
H[â] böyle olunca tüm dosya kapsamı, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları kapsamı, az yukarıda işaret edilen ilke ve kurallar hep birlikte gözetildiğinde; dava dışı … Turizm Limited Şirketine ayni sermaye olarak konulmak istenilen ve sınırları keşif sırasında bilirkişilere gösterilen dava konusu 400 m2 alanlı taşınmazın, tapuda kayıtlı bulunmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunarak özel mülkiyete konu olamayacak kıyı kenar çizgisi içinde kalan, denizin hemen bitişinde kumsal nitelikli bir alanda bulunduğunun 16/10/2024 tarihli fen bilirkişi raporu kapsamından ve rapor ekinde bulunan uydudan alınma Ortofoto harita üzerine kadastro paftası ile kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin çakıştırmalı olarak gösterilen haritası kapsamından yine çakıştırmalı pafta örneğinden açıkça anlaşılmış olması, davacının dayanak olarak gösterdiği ve imar barışından yararlanarak edindiğini bildirdiği 40 m2 ‘lik prefabrik yapının (dosyada mevcut fotoğraflara göre) keşif sırasında zeminden kaldırılmış olduğunun hali hazırda mevcut bulunmadığının görülmesi, az yukarıda belirtilen TTK’nın 128/5 maddesi şartlarının somut olayda gerçekleşmemiş olduğunun, taşınmazın tapu sicilinde tescilli olmayıp özel mülkiyete konu olmadığının, yasal koşulların bulunmadığının açıkça anlaşılması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar ver[ilmiştir].” (Eklenme Tarihi: 2025-11-09).



