28.11.1995 tarihinde İstanbul’da doğdum. Lisans eğitimimi İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayarak 2018 yılında mezun oldum. Aynı yıl avukatlık stajıma ve özel hukuk alanında yüksek lisans eğitimime başladım. 2019 yılında avukatlık stajımı bitirerek avukatlık ruhsatnamemi (İstanbul Barosu, 67646) aldıktan sonra yedek subay olarak askerlik vazifemi (2020-2021) yerine getirdim. Hâlihazırda mesleki çalışmalarımı devam ettirmekteyim.
Yayınlarım:
- GÜNDOĞDU, R., Bir Yargıtay Kararı Işığında Tacirler Bakımından Genel İşlem Koşullarının Değerlendirilmesi, Terazi Hukuk Dergisi, Cilt: 15, Sayı: 165, Mayıs 2020, Sayfa: 955-971 (https://jurix.com.tr/article/20858).
- GÜNDOĞDU, R., Dosyanın İşlemden Kaldırılması (HMK m. 150), İstanbul Barosu Dergisi, Cilt: 93, Sayı: 1, Ocak 2019, Sayfa: 265-270.
Bu internet sitesi vasıtasıyla gerçekleştirmek istediğim üç amacım vardır:
- Sosyal ve mesleki olarak yararlandığım bilgileri sistemli ve paylaşılabilir olarak arşivlemek; yargı kararları, bilimsel çalışmalar/etkinlikler ve güncel hukuki haberleri/gelişmeleri paylaşmak,
- Docendo discitur: “Öğreten öğrenir.” anlamına gelen bu Latince deyişin idrakine ve hazzına yüksek lisans derslerimde varmıştım. Kendi tecrübeme dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, gerçekten de en iyi öğrenme biçimi öğretmek için öğrenmektir. Peki, nasıl ve neden? Çünkü, öğretmek için öğrenmek olağanüstü bir dikkat ve konunun en iyi, en anlaşılır bir şekilde izah edilebilmesi için bir çaba ayrıca da sorumluluk gerektirir.
Burada Einstein’a atfedilen bir deyişten de bahsetmeden olmaz: “Bir şeyi basitçe anlatamıyorsan, o şeyi anlamamışsındır.” Kanaatimce, bu deyiş de öğretmek için öğrenmenin önemini ifade eder niteliktedir.
Başta ticaret hukuku olmak üzere hukukun başkaca alanlarında da çok büyük yeri ve önemi bulunan Prof. Dr. Ersnt Hirsch, Anılarım adlı kitabında, 1. Dünya Savaşı yıllarında stenografi* dersleri verdiğini, bu kapsamda öğretmek için öğrendiğini anlatmaktadır[1]. Öyle ki, bunun için ortaya koyduğu çabalarının karşılığını, kendi deyişiyle “karşılıksız yapılan bu çalışmanın en güzel ödülünü” elli yıl sonra bile olsa, “Siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi tanıyorum ve size nihayet, bana stenografi öğretmiş olduğunuz için teşekkür istiyorum. Çünkü stenografi bilmeseydim bu mesleği yürütemezdim.” sözleriyle ifade etmektedir. Fakat Prof. Dr. Hirsch’e göre, en büyük tatmin docendo discimus’un iki anlamda gerçekliğini kanıtlaması olmuş:
– Stenografi, kendisinin yüksek öğrenimi boyunca ve mesleki hayatında mutlak bir yardımcı olmuş; öte yandan da öğretme yeteğinin, öğretme uygulamasıyla ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlamış.
Prof. Dr. Hircsh, kitabının ilerleyen bölümlerinde docendo discimus’a işaret ederek şöyle demektedir: “Seneca’nın gençlik yıllarında ‘Homines dum docent discunt’ (İnsanlar öğretirken öğrenirler.) dediği söylenir. Bu fikir, atasözü olarak ‘docendo discimus’ kelimeleri ile ifade edilir. Bu eski gerçeğe ben, öğretmek durumunda olduğum şeyleri evvelâ kendim öğrenmek zorunda kalarak, katkıda bulunmuş oldum.” (s. 245)
Hirsch’in Seneca’ya atfetedildiğini ve eski gerçek olarak ifade ettiği docendo discimus nitekim örneğin İngilizcede de yer kendine edinmiş ve “When one teaches, two learn.”[2] olarak ifade olunmuştur.
- Midas’ın Kulakları:
Bu mitolojik öyküye göre Kral Midas, müzik yarışmasında Pan’ın flüt çalışını Apollon’un lir çalışından daha çok beğenince, buna kızan Apollon müzikten anlamayan bir insana ancak eşek kulakları yakışır diyerek kralın kulaklarını eşek kulaklarına dönüştürür. Kral Midas uzun kulaklarını gizlemek ister ancak, saçlarını tıraş eden berber onun kulaklarını görür. Kimseye söyleyemediği bu sır onun beynini kemirir durur. Sonunda içinde büyüyen bu sırrı bir kuyuya bağırır: “Midas’ın kulakları eşek kulakları.”
Günümüzde bazen gerek kendi içimizde gerekse de mesleki, sosyal meselelerde Kral Midas’ın berberi gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliyoruz. İşte, bu internet sitesi de “Midas’ın kulakları eşek kulakları” diye haykırabileceğim meseleleri paylaşabileceğim bir kuyu olacak.
* Hatiplerin konuşmalarını hızlı bir şekilde yazıya geçirebilmek için alfabedeki harfleri, noktalama işaretlerini kullanmadan çeşitli semboller ve kısaltmalardan faydalanarak yazılan bir yazma sistemidir.
[1] Ersnt E. Hirsch, Anılarım, 13. Baskı, TÜBİTAK, 2017, s. 81-82.
[2] Biri öğretirken, iki kişi öğrenir.