29 Temmuz 2025
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result

Davanın Açılmamış Sayılması Hâlinde TBK m. 158’den Yararlanılabilir Mi?

Rıza GÜNDOĞDU Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
22 Şubat 2021
Kategori: İçtihatlar
Reading Time:10min read
0
İş Sözleşmesi ve Genel İşlem Koşulu Denetimi Hakkında Yargıtay Kararı
4
PAYLAŞIM
361
OKUNMA
Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!

ÖZET: 

Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 158 “Davanın reddinde ek süre” başlığını taşımakta olup, “dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması sebebiyle reddedilmiş olup olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.” hükmüne haizdir. Bu madde hükmündeki 60 günlük ek süreden istifade, aynı kimsenin açtığı ve maddede sayılan sebeplerle reddedilen davalara ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilen bir dava hiç açılmamış sayılacağından, TBK m. 158’de belirtilen ek süreden yararlanma imkânı yoktur.

Ayrıca bkz.

⇒ “B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

… 3…. Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı üzerine , … 5.Asliye Hukuk Mahkemesi yukarda belirtilen tarih ve sayılı kararı ile; “… Mahkememizin 2008/… esas sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması HMK 150/7 gereği talebin dahi vaki olmamış olması nedeniyle bu dava ile kesilen hak düşürücü sürenin açılmamış sayılması kararı ile kesilmeyeceği, dolayısı ile 30.11.2007 son temlik tarihinden itibaren 5 yıl içinde (30.11.2012) dava açılmadığından 6183 Sayılı Yasanın 26. maddesi gereği hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla …” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 6183 sayılı Yasa’nın 103. maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen işlemlerin var olduğunu, BK’nın 158.maddesindeki 60 günlük ek süre hakkını kullanması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2.6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 24 ve devamı maddeleri hükümleri

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, iptali istenilen temlik işlemlerinin 2007 yılında yapıldığı inceleme konusu davanın 15.07.2013 tarihinde 6183 sayılı Yasa’nın 26. maddesinde belirtilen 5 yıllık hakdüşürücü sürede açılmadığı, hak düşürücü sürelerde bu süreyi kesen işlemlerden söz edilmesinin mümkün olmamasına göre temyiz dilekçesinde … sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİ ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,” karar verilmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.04.2023 tarihli, E. 2021/1546 K. 2023/5753 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2025-06-29).

T.C. 
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/10327 K. 2018/3359 T. 09.05.2018

DAVA: Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/03/2016 tarih ve 2014/1530-2016/321 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalının …’den İzmit’e taşıttırdığı 6 adet koli kargo hizmet bedelini ödemediğini, alacağın hukuki yollardan tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2011/6459 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açılan itirazın iptali davasının müracaata kaldığını, işbu alacak davasını açtıklarını ileri sürerek 6.503,72 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketçe yapılan inceleme sırasında tartım konusunda hata yapıldığının fark edildiğini ve düzeltilmesinin talep edildiğini, bu taşıma işi ile ilgili yapılan tartım hatasının davacı tarafın da kabulünde bulunduğu, davacının taşıma konusunda haksız fatura düzenlediğini savunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca taraflar arasında dava konusu taşıma hizmetinin yapıldığı, davacının alacak talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 6.503,72 TL’nin 05.04.2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, taraflar arasında gerçekleştirilen kargo hizmetinin bedeli istemini içeren alacak davasıdır.

Her ne kadar, davacı tarafından evvelce açılan ve fakat takipsiz bırakılması sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilen itirazın iptali davasının ardından açılan işbu davanın TBK 158. maddede öngörülen 60 günlük ek süre içerisinde açıldığından bahisle davalı yanın zamanaşımı def’i reddedilerek, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, TBK 158. madde “Davanın reddinde ek süre” başlığını taşımakta olup “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.” hükmüne haizdir. Bu madde hükmündeki 60 günlük ek süreden istifade aynı kimsenin açtığı ve maddede sayılan nedenlerle reddedilen davalara
ilişkindir. 6100 sayılı HMK 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilen bir dava hiç açılmamış sayılacağından, BK 158. maddede belirtilen ek süreden yararlanma imkanı yoktur. O halde mahkemece, öncelikli olarak davalının zamanaşımı def’i değerlendirilmek ve sonucuna göre karar vermek gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Ayrıca bkz.

⇒ “Davacı vekilince, davalının hissedar ve müdürü olduğu dava dışı …. Ltd. Şti.’nin daha sonra anlaşıldığı üzere tabela şirketi olup genetik laboratuvar ruhsatı bulunduğu konusunda kendisini yanıltarak şirketteki eşi adına kayıtlı hisselerin müvekkiline satışını sağladığı, ayrıca ortak ve müdür sıfatıyla sorumluluklarını yerine getirmeyerek müvekkilinin doğrudan zarara uğramasına neden olduğu iddiasıyla, şimdilik 10.000 TL tazmin alacağının davalıdan tahsili istemli açtığı davada, ilk derece mahkemesince davacı taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.

İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Davacının davalının hissedar ve müdürü olduğu … Ltd. Şirketine dava dışı …’a ait hisseleri 16.02.2012 yılında noterde yapılan hisse satışı ile devralarak ortak olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı tarafından davalı yanca şirketin durumu gizlenip yanıltılarak yapılan hisse devri nedeniyle uğranılan zarardan davalının sorumlu olduğu ileri sürülerek ve ayrıca şirket müdürü olan davalının sorumluluklarını yerine getirmemesinden ötürü de zarara uğratıldığı ileri sürülerek, şirket yöneticisinin sorumluluğu hukuki sebebine dayalı olarak tazminat talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince zamanaşımı nedeniyle dava reddedilmiştir.

Davacının davalı tarafından şirketin gerçek durumu gizlenerek ve aldatılma suretiyle davalının eşine ait hisselerin devrinin sağlandığı ileri sürülmüştür. Davacının bu yöndeki iddiası davalının haksız fiil sorumluluğu hukuki sebebine dayalıdır. Şirket hisse devir tarihi itibariyle somut uyuşmazlık 818 sayılı BK hükümlerine tabidir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin talepler, 818 sayılı BK’nın 60. (6098 sy yeni TBK’nın 72.) maddesi uyarınca, tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat sorumlusunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Yine davacının 6102 sayılı TTK’nın 553. (eTTK’nın 336.) maddesi uyarınca davalı şirket müdürünün sorumluluğu nedenine dayalı tazmin talebi de 6102 sayılı TTK’nın 560. (eTTK’nın 309.) maddeleri uyarınca, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve herhalde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrar.

Davacının, ilk derece mahkemesi gerekçesinde belirtildiği üzere, her iki tazminat alacağı kalemi yönünden zarar ve tazminat sorumlusunu İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… esasında görülüp HMK’nın 150. maddesi uyarınca 03.05.2016 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilen dava tarihi olan 03.01.2013 tarihinde öğrendiği kabul edilmelidir. İstinafa konu karara ilişkin davanın 29.06.2016 tarihinde ve yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca bir ve iki yıllık zaman aşımı süreleri dolduktan sonra açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyaya emsal olarak sunulan Yargıtay [?]nin 2005/7079 E 2005/11514 K 05.07.2005 Tarihli karar içeriği de gözetildiğinde; TBK’nın 158. (818 sayılı BK’nın 137.) maddesindeki “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa alacaklı 60 günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir” yönündeki düzenleme, görevsizlik yetkisizlik yada düzeltilebilecek bir usul yanlışlığının bulunması hallerine münhasır olup, somut olayda yani ilk davanın açılmamış sayılmasına karar verilen durumlarda bu maddenin uygulama yeri yoktur. Bu nedenle zamanaşımının hesaplanmasında bu madde dikkate alınamaz.” 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarihli, E. 2018/578 K. 2018/1479 sayılı ilâmı  (Eklenme Tarihi: 2025-06-29).

* İşbu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli, E. 2019/1076 K. 2020/1845 sayılı ilâmı.


Etiketler: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunudavanın açılmamış sayılmasıdavanın reddinde ek süreHMK 150içtihatTBK 158yargıtay kararı

Son Yazılar

Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
İçtihatlar

Somut Olayı Aşan Kararlar

7 Eylül 2024
Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
İçtihatlar

Sermaye Şirketlerine Ayni Sermaye Konulmasıyla İlgili İçtihatlar

13 Nisan 2024
Yargıtay
İçtihatlar

Aynı Şirkette Pay Sahibi Olan Kanuni Temsilci Anne İle Çocuklarının Menfaatleri Çatışacağından TMK M. 426 Gereğince Temsil Kayyımı Atanması Gerekir (Yargıtay Kararı).

21 Ocak 2024
Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
Güncel

(Somut ve Emsal Bir Örneğiyle) Zararı Azaltma Külfeti

8 Ekim 2023
Yargıtay
İçtihatlar

Şirket veya Kooperatifler Hakkında Hakkında Yanlış Bilgi [Verme Suçu] (TCK m. 164)

7 Ekim 2023
Yok Hükmünde Olan Çağrı Üzerine Toplanan Genel Kurulda Alınan Kararlar Da Yok Hükmündedir (Yargıtay Kararı)
İçtihatlar

Yok Hükmünde Olan Çağrı Üzerine Toplanan Genel Kurulda Alınan Kararlar Da Yok Hükmündedir (Yargıtay Kararı)

4 Ağustos 2023
Next Post
Armağanlar

Armağanlar

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonelik Formu!

Asla spam gönderilmez.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar (2)
  • Faydalı Linkler (4)
  • Güncel (50)
  • İçtihatlar (31)
  • Kütüphane (18)
    • Genel (6)
    • Mevzuat (6)
    • Özel Hukuk (3)

En Yeni Yazılar

Güncel

İstanbul, İstanbul, İstanbul

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
6 Nisan 2025
0

2016 yılında yazdığım "İstanbul, İstanbul, İstanbul" isimli şiirim.

Read more
Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
Mevzuat

Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
13 Mart 2025
0

Sermaye Piyasası Kurulunun, Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılarının Kuruluş, Çalışma Esasları ve Sermaye Yeterliliklerine İlişkin İkincil Düzenlemeleri İçeren Tebliğler 13/03/2025 tarihli...

Read more
İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
Güncel

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
14 Şubat 2025
0

2025 yılı hedefleri içerisinde yer alan Muhasebe İle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ 14/02/2025 tarihli Resmî...

Read more
KURULUŞ VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIK İZNİNE TABİ ŞİRKETLER
Güncel

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
28 Aralık 2024
0

24/12/2024 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca uygulanacak idari para cezası miktarları yeniden belirlendi....

Read more

Hakkımda

Bu site vasıtasıyla; sosyal ve mesleki olarak yararlandığım bilgileri sistemli ve paylaşılabilir olarak arşivlemek; yargı kararları, bilimsel çalışmalar/etkinlikler ve güncel hukuki haberler/gelişmeler paylaşmayı amaçlamaktayım.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar
  • Faydalı Linkler
  • Genel
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Kütüphane
  • Mevzuat
  • Özel Hukuk

Son Yazılar

  • İstanbul, İstanbul, İstanbul
  • Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
  • İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
  • Hakkımda
  • Yasal Uyarı & Bilgilendirme
  • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In