30 Temmuz 2025
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim
Rıza GÜNDOĞDU
No Result
View All Result

Sermaye Şirketlerine Ayni Sermaye Konulmasıyla İlgili İçtihatlar

Sermaye Şirketlerine Ayni Sermaye Konulmasıyla İlgili İçtihatlar

Rıza GÜNDOĞDU Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
13 Nisan 2024
Kategori: Güncel, İçtihatlar
Reading Time:39min read
0
Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
7
PAYLAŞIM
744
OKUNMA
Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!Paylaşın!

MEVZUAT

Sermaye koyma borcu

I – Konusu

MADDE 127– (1) Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;

a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,

b) Fikrî mülkiyet hakları,

c) Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,

d) Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları,

e) Kişisel emek,

f) Ticari itibar,

g) Ticari işletmeler,

h) Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,

i) Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,

j) Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer,

konabilir.

(2) Kanunun 307 nci maddesinin ikinci, 342 nci maddesinin birinci ve 581 inci maddesinin birinci fıkra hükümleri saklıdır.

II – Hükmü

Genel olarak

MADDE 128– (1) Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçludur.

(2) Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur. Özel sicile yapılan kayıt iyiniyeti kaldırır.

(3) Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümleri, resmî şekil aranmaksızın geçerlidir.

(4) Paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması hâlinde şirket, tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf edebilir.

(5) Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir.

(6) Mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimler, ticaret sicili müdürü tarafından, ilgili sicile resen ve hemen yapılır. Şirketin tek taraflı istemde bulunabilme hakkı saklıdır.

(7) Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Şahıs şirketlerinde bu davayı ortaklar da açabilir.

(8) Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebilir. Tedbir üzerine açılacak davalar için, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ancak şirketin tescil ve ilanı tarihinden itibaren işlemeye başlar.

Ayni sermaye

Ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları

MADDE 342– (1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz.

(2) 128 inci madde hükmü saklıdır.

Değer biçme

MADDE 343– (1) Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular (…) ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.


İÇTİHATLAR

1. “Ayni Sermaye Tespiti Talebi Çekişmesiz Yargı İşi Olup, Hasımsız Olarak İkâme Edilmelidir.”

T.C. 

YARGITAY 

11. HUKUK DAİRESİ 

E. 2021/6736 K. 2023/231 T. 16.01.2023

“Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ileride Konya ilinde kurulacak bir şirkete davalıdan edindiği ve davalı şirkete ait 92 adet hisse senedini ayni sermaye olarak koyacağını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirket uhdesindeki hisselerinin ayni sermaye değerlerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ayni sermaye değeri tespitinin, ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu, ayni sermaye olarak konulacak şirket hisse senetleri hangi şirketin ise o şirkete karşı ayni sermaye değerinin tespiti şeklinde hasımlı dava açılamayacağı, eldeki davanın hasımsız ve çekişmesiz yargı işi olarak açılması gerektiği, hasımlı davaya hasımsız olarak da devam edilemeyeceği, davalı şirkete husumet düşmediği ve bu hususun pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı olduğu, bu hususun sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 578 inci maddesi gereğince; aynı sermaye hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı, ayni sermaye konulabilecek mal varlığı unsurlarının aynı Kanun’un 342 nci maddesinde, ayni sermayeye değer biçme usulünün 343 üncü maddesinde, ayni sermaye konulması ile ilgili çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde düzenlendiği, talebin usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ

Uyuşmazlık, ayni sermaye değeri tespiti istemine ilişkindir.

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA” karar verilmiştir.


2. “Ayni Sermaye Tespiti Talebine İlişkin Verilen Kararlara Karşı Temyiz Kanun Yoluna Başvurulamaz.”

T.C. 

YARGITAY 

11. HUKUK DAİRESİ 

E. 2023/6119 K. 2023/6846 T. 16.01.2023

“Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342 nci maddesi kapsamında … olarak açılan sermaye tespiti istemine ilişkindir. Dava açıklanan bu niteliği itibariyle 6100 sayılı Kanun’un 382 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin 5 inci fıkrası uyarınca çekişmesiz yargı işi kapsamında olup, ilk derece mahkemelerinin çekişmesiz yargı işleri bakımından verdikleri kararlara karşı vaki istinaf başvuruları bakımından Bölge Adliye Mahkemelerince verilen kararlara karşı, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz.

Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar, yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen 12.10.2023 tarihli ek kararın ONANMASINA,

Bölge Adliye Mahkemesi kararına ilişkin temyiz talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun’un 368 inci maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 329 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz talep eden davacı asılın takdiren 3.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA…” karar verilmiştir.


3. “Ayni Sermayenin Değerine İlişkin Mahkemenin Onayladığı Bilirkişi Raporu Kesindir.”

T.C. 

YARGITAY 

11. HUKUK DAİRESİ 

E. 2015/2384 K. 2015/7297 T. 29.05.2015

“Davacı vekili, müvekkilinin B. Ü. Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ni kuracak olan anonim şirkette kurucu ortaklar arasında yer almaları nedeniyle mülkiyeti müvekkiline ait olan B. ili, B. İlçesi …parsel sayılı taşınmazlardan oluşan toplam 11.908,29 m2 arazinin irtifak hakkı sözleşmesi ile kiralanmasından elde edilecek gelirin kurulacak şirkete sermaye olarak konulmak istendiğini ileri sürerek, 6102 sayılı kanunun 342. ve 343. maddesi gereğince toplam 11.908,29 m2 arazi üzerinde 49 yıllığına kurulacak irtifak hakkından kaynaklanan bedelin anonim şirkete ayni sermaye olarak konulmak üzere değerinin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, toplanan delillere, yapılan keşif ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, taşınmazların yıllık irtifak bedelinin 130.777,20 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazın değerinin tespit edilmesi istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 343. maddesine göre, şirkete konulan ayni serm[a]yenin değerini belirleyen bilirkişi raporuna karşı itiraz mümkün olup, mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı [raporu] da kesindir. Bu itibarla mahkemece verilen kararın temyizi kabil olmadığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE…” karar verilmiştir.

Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 15.03.2023 tarihli, E. 2023/358 K. 2023/266 sayılı ilâmı.

”6100 sayılı TTK’nın 343. maddesi, konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir, şeklindedir. Ayrıca maddenin devamında, bu rapora kurucular ve menfaat sahiplerinin itiraz edebileceği ile mahkemenin onayladığı bilirkişi kararının kesin olduğu düzenlenmiştir. Burada kastedilen elbetteki bilirkişi raporunun onaylanmasına ilişkin mahkeme kararının kesin olduğudur. Talep, ürettiği ve tescil ettiği markaların ayni sermaye olarak konabilmesi için değer tespiti istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 343. maddesine göre, ilk derece mahkemelerince söz konusu talebe ilişkin olarak verilen kararlar kesin olup, istinafı kabil değildir. Bu durumda, istinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kesin olduğu gözetilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir(Yargıtay 11. HD’nin 17/06/2019 Tarih ve 2018/3089 – 2019/4431E-K sayılı Kararı).”


4. “Sermaye Artırımı Yapacak Olan Şirket Lehine Dahi Olsa, Üzerinde Sınırlı Ayni Hak Bulunan Malvarlığı Ayni Sermaye Olarak Konulamaz.”

 

T.C. 

YARGITAY 

11. HUKUK DAİRESİ 

E. 2014/10640 K. 2014/17466 T. 29.05.2014

“Davacı vekili; müvekil şirketin yönetim kurulunun 14/05/2013 tarihinde yaptığı toplantıda şirketin öz sermayesini artırma kararı aldıklarını, ayni olarak sermaye artırmak için şirket ortağı ve yönetim kurulu üyeleri olan … müşterek mülkiyetindeki… İli,… İlçesi, … Mahallesi, H…, D; 13-A 1: H… Pafta, … Ada, 25 parselde bulunan 48.432,92 m2 gayrimenkul ile üzerinde bulunan 4 adet tavuk kümesi, lojman binası ve 2 adet idare binasının ayni sermaye olarak şirkete getirme kararı verdiklerini, aynı gayrimenkul üzerinde bulunan ve 2011 yılında inşa edilen 8 adet yeni tavuk kümesinin yap işlet devret sözleşmesi devam etttiğinden bahisle bu talepten ayrık olduğunu,….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… E. 2013/… K.sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz üzerine TTK 342/1. m. gereği sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunduğundan açılan davanın reddine karar verildiğini, oysa ipoteğin müvekkil tarafından çekilen krediye teminat olarak şirket lehine verildiğini, bu taşınmazın şirket ana sermayesine kaydedilmesinin şirket aleyhine bir sonuç doğurmayacağını ileri sürerek söz konusu gayrimenkulün 6102 sayılı TTK’nın 342 ve 343. maddeleri gereğince değerinin bilirkişi marifetiyle tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taşınmazın mevcut hali ile üzerindeki sınırlı ayni hak nedeni ile TTK 342. maddesine göre ayni sermaye olarak konabilecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” karar verilmiştir.

* İşbu karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiştir. Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.10.2015 tarihli, E. 2015/3665 K. 2015/11157 sayılı ilâmı.

* Ayrıca bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23.01.2019 tarihli, E. 2017/3176 K. 2019/661 sayılı ilâmı.

“Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin 31…..2015 tarihli tescil başvurusunun, … 342. maddesine aykırı olduğu, üzerinde ipotek bulunan gayrimenkullerin ayni sermaye olarak şirkete konulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”

Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 08.07.2021 tarihli, E. 2021/1229 K. 2021/1064 sayılı ilâmı.

“Talep, TTK 343. maddesine dayalı şirkete konulmak istenen ayni sermayenin tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, ” ….Talep konusu Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … Parselin Hükmen Büyükçekmece Belediyesi adına kayıt edildiği, taşınmaz üzerinde … Bankası lehine ipotek tesis edildiği ve ihtiyati haciz kararı olduğu, Prof. Dr. Türkan Saylan Spor ve Sosyal Tesis içerisindeki 100 m2 lik kafeterya ile Büyükçekmece Belediyesi Sosyal Tesisleri Kır Düğün alanının tapu kaydının mevcut olmadığı, Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … Parselin Hükmen Büyükçekmece Belediyesi adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde ihtiyati haciz kararları olduğu…,” belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesinde 1310 ve 719 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki hacizlerin devam edip etmediği ve neye ilişkin olduğunun araştırılmasını talep ettiği halde mahkemece bu yönde bir karar verilmediği tesbit edilmekle beraber Büyükçekmece Tapu Müdürlüğünün 04/06/ 2020 tarihli, … sayılı yazı ekinde gönderilen tapu kayıtlarına göre dava konusu … nolu Parselin üzerinde haciz, ipotek, … nolu Parselin üzerinde ise haciz gibi şerh olduğu tesbit edilmiştir. TTK. 342 Maddesinde;” (1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz, ” hükmü düzenlenmiştir. Tespit talebine konu anonim şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenilen taşınmazlarda ipotek, ihtiyati haciz bulunduğundan TTK.342.maddesinin açık hükmüne göre üzerlerinde ayni bir hak bulunan taşınmazlar şirkete ayni sermaye olarak konulamayacağından davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere,bilirkişi heyet raporundaki tesbitler doğrultusunda ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; Yargıtay 11 H.D. 2014/10640 E. 2014/17466 K. 12.11.2014 Tarihli emsal karar içeriği de dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar” verilmiştir.


5. “Sınırlı Ayni Hak Sahibinin Muvafakati Bulunsa Dahi Üzerinde Sınırlı Hak Bulunan Malvarlığı Ayni Sermaye Olarak Konulamaz.”

T.C. 

KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

6. HUKUK DAİRESİ 

E. 2022/1136 K. 2022/1615 T. 12.10.2022

“İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TTK’ nın 342. Maddesinde “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan … mal varlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir … ” düzenlemesinin bulunduğu, söz konusu açık düzenleme göz önüne alındığında üzerlerinde daimi irtifak hakkı gibi takyidatlar bulunan taşınmazların ticari şirketlere ayni sermaye olarak konulamayacağı, dava konusu taşınmazın tapu kaydında görünen üst hakkının, tapu kaydındakinden çok düşük bir alan farkıyla taşınmaz zemininde mevcudiyetini koruduğu, bu haliyle üst hakkı niteliğinde üzerinde sınırlı ayni hak bulunan taşınmazın, talebe konu şirkete ayni sermaye olarak konulamayacağı kanaatine varılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde bkz. Yargıtay [11. Hukuk Dairesi]’nin 2014/10640 E. 2014/17466 K., İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ‘nin 2017/555 E. 2017/385 K., İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi [?]’nin 2017/738 E. 2017/695 K. Sayılı kararları)” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Talep ayni sermeye tespiti istemine ilişkindir.

İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alındığında; TTK’nın 342. maddesi gereğince üzerinde sınırlı ayni bir hak bulunmayan taşınmazın ayni sermaye olarak konulabileceği, bu düzenlemenin emredici nitelikte bir düzenleme olduğu, sınırlı ayni hak sahibinin muvafakat etmesinin durumu değiştirmeyeceği kanaatine varıldığından davacının istinaf başvuru sebepleri yerinde olmadığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine…” karar verilmiştir.


6. “Sermaye Artırımı Pay Sahibi/Sahipleri Tarafından Gerçekleştirilebileceğinden Şirket Tüzel Kişiliğine Ait Malvarlığının Değerinin Tespitinin İstenilmesinde  Hukuki Yarar Bulunmamaktadır.”

* Bu durumda, yani şirketin malvarlığına dâhil bir unsurun/unsurların ancak ve ancak mevzuatın izin verdiği kapsam dâhilinde ve TTK m. 462 hükümleri gereğince (iç kaynaklardan sermaye artırımı) sermaye artırımına konu edilebilmesi mümkündür.


T.C. 

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

9. HUKUK DAİRESİ 

E. 2023/426 K. 2023/1050 T. 14.11.2023

“İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :

Yerel mahkemece verilen karar ile; Bir şirkete ayni sermaye konulması, ayni sermayenin kabul ve tasarruf işleminden sonra şirketin malvarlığına geçmesi demek olduğunu, somut talebe konu taşınmaz payının şirketin malvarlığında yer aldığını, talep konusu hakkında hukuki menfaat bulunmadığından 6100 sayılı HMK 114 maddesi uyarınca talep konusu hakkında hukuki yararın bulunması nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

GEREKÇE :

Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 343. maddesi kapsamında değer tespiti talebine ilişkindir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342. maddesinde; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği, hizmet edimlerinin kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı, aynı Yasanın 343.maddesinde; konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği, değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğunun; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirleneceği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerlerinin; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığının tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanacağı, bu rapora kurucuların ve menfaat sahiplerinin itiraz edebileceği, mahkemenin onayladığı bilirkişinin kararının kesin olacağı, düzenlemesi yer almaktadır.

Mahkemece; bir şirkete ayni sermaye konulması, ayni sermayenin kabul ve tasarruf işleminden sonra şirketin malvarlığına geçmesi demek olduğu, talebe konu taşınmaz payı zaten şirketin malvarlığında yer aldığından talep konusu hakkında hukuki menfaat bulunmadığından davanın reddine karar verildiği, davacı…vekili tarafından da istinaf dilekçesinde; bir şirketin üzerine kayıtlı olan her taşınmazın ayni sermaye olarak kaydının yapıldığı anlamına gelmediği, yerel mahkemenin talep konusu hakkında hukuki yarar bulunmadığı şeklindeki değerlendirmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılması yönünde talepte bulunduğu görülmüştür.

Ticaret şirketlerine; taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları da sermaye olarak konulabilir (TTK. m. 127/1-d). Ancak anonim şirketlere, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli hakların bir kısmını teşkil eden ve dolayısıyla da gayrimenkul niteliği bulunan (TTK. m. 704), üst hakkı (TMK. m. 826 vd.), kaynak hakkı (TMK. m. 837) ve taşınmaz yükü (TMK. m. 839 vd.) dışında taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma haklarının sermaye olarak konulması mümkün değildir. Anonim şirketin sermaye olarak konulan bir malvarlığı değerinden tam olarak tasarruf edebilmesi için bu malvarlığı değerinin mülkiyetinin veya bu malvarlığı değeri üzerinde mülkiyet benzeri bir sınırlı hakkın ortaklığa geçmesi gerekmektedir (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).

Somut olayda; davacı …şirketin maliki olduğu Adana ili, … ilçesi, … Mah. … Ada … Parselde bulunan taşınmaz sermaye artışında kullanılmak üzere şirkete ayni sermaye olarak kaydedileceği için değerinin tespitini talep ettiği, iş bu talebin de 6102 Sayılı TTK’nın 342 ve 343 maddelerinin şirkete sermaye olarak konulacak şeylere ilişkin olduğu, anonim şirketlerde sermaye [artırımı] pay sahipleri tarafından gerçekleştirilebileceğinden, aynı hükümlerin limited şirkete de uygulanacağından, davacı …şirketin kendi malvarlığının ayni değerlerinin tespitini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine…” karar verilmiştir.

Benzer yönde bkz. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 09.12.2021 tarihli, E. 2021/2193 K. 2021/1708 sayılı ilâmı.

“…6102 sayılı TTK. 342 ve 343 maddelerinin şirkete sermaye olarak konulacak şeylere ilişkin olduğu, bu nedenle davacı şirketin kendi malvarlığının ayni değerlerinin tespitini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.”

Benzer yönde bkz. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 08.03.2024 tarihli, E. 2024/244 K. 2024/582 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-01-06).

“İlk derece mahkemesince 15/01/2024 tarih … D. İş Esas .. D. İş Karar sayılı karar ile; “… her ne kadar Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından, aleyhine tespit istenilen şirketteki hisselerinin değerinin 6102 s. TTK’nin 343. maddesi kapsamında tespiti istenilmiş ise de; 6102 s. TTK’nin 342 ve 343. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde bu maddelere göre yapılan düzenlemelerin bir şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenilen malvarlığının o şirketin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemeleri tarafından bilirkişiler aracılığıyla değerinin tespitine ilişkin düzenlemeler içerdiği görülmüştür.

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından değerinin tespiti istenilen şirket hisselerinin, herhangi bir şirkete ayni sermaye olarak konulması amacıyla değil, özelleştirme kapsamında satışı amacıyla istenildiği, bu amaçla değer tespiti yapılmasının Mahkememizin görevleri içerisinde bulunmadığı anlaşılmış, özelleştirme mevzuatında da bu değer tespitinin ticaret mahkemeleri aracılığıyla yapılması gerektiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Konya Büyükşehir Belediyesinin talebinin, 6100 s. HMK’nin 400. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesinde de; istenilen tespitin ileri de aleyhine tespit istenilen şirkete karşı açılacak bir davada delil teşkil etmesi amacıyla ve gecikmesinde sakınca görülen sebeplerle istenilen bir tespit olmadığı, özelleştirme kapsamında ve özelleştirme bedeline esas teşkil etmek üzere bir tespit istenildiği, dolayısıyla bu tespitin 6100 s. HMK’nin 400. maddesi kapsamında bir tespit talebi olarak da görülemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Konya Büyükşehir Belediyesinin, aleyhine tespit istenilen şirketteki hisselerinin değerini, bağımsız eksper (veya değerleme) hizmeti sunan şirket veya şirketlere tespit ettirmesi mümkün iken, Mahkememizden böyle bir talepte bulunmalarında korunmaya değer hukuki bir yarar bulunmadığı sonucuna varılarak dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle Konya Büyükşehir Belediyesinin, aleyhine tespit istenilen şirketteki hisselerinin özelleştirme işlemlerine esas teşkil etmek üzere bugünkü rayiç değerinin tespiti talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava; tespit istemine ilişkindir.

İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemede bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. 6100 sayılı Kanun’un sözü edilen maddesinin gerekçesinde de “…Maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde ise davacının dava açmakta hukukî yararının bulunmasının bir dava şartı olduğu hususu açıkça vurgulanmıştır. Burada sözü edilen hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir…” yönünde açıklamalar yer verilmiştir. Öte yandan bu yararın “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).

Hukuki yarar dava şartlarından olup 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesine göre, davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan, olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile mahkemece re’sen dikkate alınır.

Somut olayda talep eden Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından belediyenin karşı taraf şirketteki hisselerinin, özelleştirme kapsamında satışı amacıyla rayiç değerinin tespitinin istenildiği bu sebeple talebin 6102 sayılı TTK’nın 342 ve 343.maddeleri kapsamında değerlendirilemeyeceği, talebin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, talep eden tarafından ileri sürülen istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından talep edenin istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”


7. “Şahsi Hak Olan Kira Hakkı Ayni Hak Vasfında Olmadığından Talep Konusu Taşınmaz Ayni Sermayeye Konu Olabilir.”

T.C. 

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

21. HUKUK DAİRESİ 

E. 2023/214 K. 2023/835 T. 01.06.2023

“…somut olaya gelince; talep eden yanca taşınmazın iştiraki olan … … AŞ’ye sermaye olarak konulacağı belirtilerek taşınmazın değer tespitinin yapılması talep edilmiş, ilk derece mahkemesince … … … … … … … bağımsız bölüm numaralı, …bağımsız bölüm numaralı ve … … … … … ….. bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar üzerinde … Belediyesi lehine “… …”, Ankara … … … … … … ……. bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerinde … lehine “Kira …” bulunduğu bu hali ile ayni sermaye olarak konulamayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, TMK göre ayni haklar, kullanma, yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren mülkiyet hakkı ile irtifak, rehin ve taşınmaz yükünden oluşan sınırlı ayni haklar olup, şahsi hak olan kira hakkı tapuya şerh edilerek güçlendirilmiş olsa dahi ayni hak vasfını kazanamaz. Talep eden tarafından sunulan belgeler, bilirkişi raporu ve kira sözleşmesi gözetildiğinde taşınmazlar üzerinde bulunan … … ile kira şerhinin sınırlı ayni hak vasfında olmadığı, bu nedenle taşınmazların değerine bir etkisinin bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince belirtilen taşınmazlar yönünden isteminin reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

6102 Sayılı TTK’nun 343. maddesi gereğince, konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği, değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğunun; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342’nci maddeye uygunluğunun belirleneceği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerlerinin; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığının tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanacağı düzenlenmiştir.

Bu nedenle ilk derece mahkemesince dosyanın rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi ile …..bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerinde … lehine “Kira …”nin ayni hak vasfında olmadığı, bu nedenle taşınmazların değerine bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla; talep eden vekilinin istemi ve sermayenin gerçek değerinin tespiti için TTK 342-343 maddelerine göre davaya konu ….. …. bağımsız bölümlerin değerinin yeniden belirlenmesi suretiyle ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.”


8. “Taşınmazın Üçüncü Şahıslara Devrinde OSB’den Uygunluk Görüşünün Alınmasının Zorunlu Bulunduğuna İlişkin Şerhin Ayni Sermaye Konulmasına Engel Teşkil Ettiği Hakkında Karar”

* Kararın emsal teşkil edip etmediği, diğer mahkemelerin de aynı yönde hüküm verip vermediği tespit edilememekle birlikte kanaatimce, işbu karar tartışmaya açıktır. Mahkemece, organize sanayi bölgelerine ilişkin mevzuat (ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ m. 58, 62 ve 63) kapsamında da bir değerlendirme yapılması gerektiği, zira ilgili mevzuatta öngörülen uygunluk görüşünün alınmaması/alınamaması durumunda Kanunda öngörülen devredilebilirlik şartı sağlanamayacak olmakla beraber kesin olmayan bir hususa dayalı olarak ve özel hükmün “ratio legis”i tartışılmaksızın bu yönde hüküm kurulması; özel bir alanda faaliyet gösteren ve özel hükümlere tabi şirketlerin ticari işleyişlerinin sekteye uğramasına mahal verecek mahiyettedir.

Bu minvalde bir değerlendirme ve nihayetinde OSB tarafından verilen uygunluk yazısına rağmen taşınmazın mevcut hâli (üzerindeki sınırlı ayni hak) nedeniyle, TTK’nın 343. maddesine göre ayni sermaye olarak konabilecek nitelikte olmadığı yönünde bkz. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 16.12.2021 tarihli, E. 2021/2201 K. 2021/1789 sayılı ilâmı (Eklenme Tarihi: 2024-04-14).

T.C. 

ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

11. HUKUK DAİRESİ 

E. 2023/922 K. 2023/892 T. 02.05.2023

“Somut olayda, yeni kurulacak şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazların tapu kaydında taşınmaz üzerinde taşınmazın üçüncü şahıslara devrinde OSB’den uygunluk görüşünün alınmasının zorunlu bulunduğuna ilişkin şerh bulunmaktadır. Ayni sermaye konulmak istenen taşınmazın üçüncü kişilere devri ancak OSB’nin uygunluk görüşünün alınması ile mümkün olacağından, TTK’nun 342. maddesindeki koşullar oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazın tapu kaydında yer alan şerh nedeniyle TTK’nun 342. maddesindeki koşulların oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.”


9. “Ticaret Sicili Müdürlüğünce Ayni Sermaye Olarak Konulacak Ayınların Üzerinde Herhangi Bir İpotek Şerhi Olmaması ve Ayni Sermaye Şerhi Olması Gerektiği Yönündeki Red Kararı, Hukuka Uygundur.”

* Karara konu olan olayda, değeri 22 milyon TL olarak tespit edilen taşınmazın üzerindeki 20 milyon TL tutarındaki ipotek bedeli düşüldükten sonra kalan 2 milyon TL değerin ayni sermaye konulmasının da mümkün olmadığı diğer bir ifadeyle, Kanunun lafzına sıkı sıkıya bağlı kalınarak üzerinde herhangi bir şekilde sınırlı bir ayni hak bulunan taşınmazın ayni sermayeye konu edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. 

T.C. 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

14. HUKUK DAİRESİ 

E. 2021/714 K. 2024/677 T. 02.05.2024

“Dava, TTK’nın 34. maddesi uyarınca ticaret sicil memurluğu kararına itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Davacı şirket vekili, şirketin hissedarları … üzerinde kayıtlı taşınmazların ayni sermaye olarak şirket adına tescili için davalıya 07.10.2020 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak davalının 13.10.2020 tarihli yazısı ile bu talebin iade edildiğini, davalı cevabının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, bu kararın iptali ile başvurularının tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre davacı şirketin kaydının aktif olduğu, ortaklarının %50’şer oranda … ve … olduğu görülmektedir. Davacı şirket tarafından alınan 24.08.2020 tarihli ve 2020/3 numaralı karar ile şirket ortaklarının maliki olduğu … ili, … ilçesi, … ada, … parsel, … paftada bulunan taşınmazların değerinin mahkeme kararı ile tespit edilerek şirkete ayni sermaye olarak konulmasına karar verilmesi için İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesine, belirtilen taşınmazın öz ayni sermaye olarak konulması amacıyla sermayeye esas alınacak değerin tespiti talebinde bulunulmuştur. İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli ve 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile davacı şirket ortaklarının maliki olduğu … ili, … ilçesi, … ada, … parsel, … paftada bulunan taşınmazların (bağımsız bölümler) toplam değerinin 22.000.000,00 TL olduğu, üzerinde … T.AŞ adına toplam 20.0000.000,00 TL tutarında ipotek bulunan taşınmazların ipotek bedelleri düşüldükten sonra sermaye olarak konulabilecek 2.000.000,00 TL toplam değer ile her bir taşınmaz değerinde oranlama yapılmak sureti ile toplam 2.000.000,00 TL’nin davacı şirkete öz sermaye olarak konulabileceğinin tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket 07.10.2020 tarihli dilekçe ile sermaye artışına ilişkin genel kurul kararını, sermayenin ödendiğine ilişkin mali müşavirlik raporunu, bilirkişi raporunu, ayni sermaye üzerinde sınırlama olmadığına dair yazıyı, ayni sermayeye ilişkin yukarıda yer verilen mahkeme kararını sunarak ekli bu evrakların tescil ve ilanını talep etmiş, davalının 13.10.2020 tarihli yazısında ise; web tapu kayıtlarında ayni sermaye olarak konulacak ayınların üzerinde herhangi bir ipotek şerhi olmaması gerektiği ayrıca, ayni sermaye şerhi olması gerektiği ve bu eksikliklerin tamamlanması gerektiği belirtilmiştir.
…
TTK’nın ”Ayni sermaye” başlıklı 581.maddesi ” Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. 127 nci madde hükmü saklıdır.” hükmünü içermekte olup maddenin ikinci fıkrasında TTK’nın 127. maddesine yollama yapılmaktadır. Bu maddede ”malvarlığı değerleri” kavramına açıklık getirilmekte, limited ortaklıklara ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı değerleri maddenin birinci fıkrasında (a) ve (j) bentleri arasında sayılmaktadır. Görüldüğü üzere, Kanun, şirkete ayni sermaye olarak konulabilecek varlıkların üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz veya tedbir bulunmamasını, bunların nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen malvarlığı unsurları olmasını aramaktadır. Kanunun bu açık hükmü karşısında, davacı şirketin ortaklarına ait olan ve şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazların üzerinde ipotek kaydı bulunduğu, bu hâli ile söz konusu taşınmazların davacı şirkete ayni sermaye olarak konulamayacağı, bu nedenle, davacı şirketin 07.10.2020 tarihli dilekçesi ekinde yer alan ve tescili ile ilanı talep edilen sermaye artışına ilişkin genel kurul kararı, sermayenin ödendiğine ilişkin mali müşavirlik raporu, bilirkişi raporu, ayni sermaye üzerinde sınırlama olmadığına dair yazı ve ayni sermayeye ilişkin mahkeme kararının tescili isteminin reddine dair verilen 13.10.2020 tarihli davalı ret cevabının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine ve neticede davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
” (Eklenme Tarihi: 2024-01-06).


Page 1 of 2
12Next
Etiketler: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunuanonim şirketasliye ticaret mahkemesiayni sermayebilirkişi raporuhaciziçtihatipoteklimited şirketmahkeme kararısermayesermaye artırımışirketşirket kuruluşuşirket malvarlığışirketler hukukusınırlı ayni haktedbirTTK 128TTK 342TTK 343türk ticaret kanunu

Son Yazılar

Güncel

İstanbul, İstanbul, İstanbul

6 Nisan 2025
Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
Mevzuat

Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı

13 Mart 2025
İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
Güncel

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

14 Şubat 2025
KURULUŞ VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIK İZNİNE TABİ ŞİRKETLER
Güncel

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

28 Aralık 2024
Genel Kurul Kararının İptalinin Talep Edilebilmesi İçin Kararın Tescil ve İlan Edilmesinin Gerekmediği Hakkında Kararlar
İçtihatlar

Somut Olayı Aşan Kararlar

7 Eylül 2024
TÜRK TİCARET KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Güncel

TÜRK TİCARET KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

12 Mayıs 2024
Next Post
Kitaplarım – 3 (Blokzincir ve Kripto Varlıklar)

Kitaplarım - 3 (Blokzincir ve Kripto Varlıklar)

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Abonelik Formu!

Asla spam gönderilmez.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar (2)
  • Faydalı Linkler (4)
  • Güncel (50)
  • İçtihatlar (31)
  • Kütüphane (18)
    • Genel (6)
    • Mevzuat (6)
    • Özel Hukuk (3)

En Yeni Yazılar

Güncel

İstanbul, İstanbul, İstanbul

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
6 Nisan 2025
0

2016 yılında yazdığım "İstanbul, İstanbul, İstanbul" isimli şiirim.

Read more
Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
Mevzuat

Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
13 Mart 2025
0

Sermaye Piyasası Kurulunun, Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılarının Kuruluş, Çalışma Esasları ve Sermaye Yeterliliklerine İlişkin İkincil Düzenlemeleri İçeren Tebliğler 13/03/2025 tarihli...

Read more
İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
Güncel

İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
14 Şubat 2025
0

2025 yılı hedefleri içerisinde yer alan Muhasebe İle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ 14/02/2025 tarihli Resmî...

Read more
KURULUŞ VE ESAS SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIK İZNİNE TABİ ŞİRKETLER
Güncel

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre 2025 Yılında Uygulanacak Olan İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ

Yazar: Rıza GÜNDOĞDU
28 Aralık 2024
0

24/12/2024 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Tebliğ ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca uygulanacak idari para cezası miktarları yeniden belirlendi....

Read more

Hakkımda

Bu site vasıtasıyla; sosyal ve mesleki olarak yararlandığım bilgileri sistemli ve paylaşılabilir olarak arşivlemek; yargı kararları, bilimsel çalışmalar/etkinlikler ve güncel hukuki haberler/gelişmeler paylaşmayı amaçlamaktayım.

Kategoriler

  • Akademik Çalışmalar
  • Faydalı Linkler
  • Genel
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Kütüphane
  • Mevzuat
  • Özel Hukuk

Son Yazılar

  • İstanbul, İstanbul, İstanbul
  • Kripto Varlıklara İlişkin İkincil Düzenlemeler Resmî Gazetede Yayımlandı
  • İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ
  • Hakkımda
  • Yasal Uyarı & Bilgilendirme
  • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Akademik Çalışmalar
  • Güncel
  • İçtihatlar
  • Diğerleri
    • Faydalı Linkler
    • Kütüphane
    • İletişim

© 2021 www.rizagundogdu.com.tr - Tüm Hakları Saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In